Irak direniş cephesi yakında ilan edilecek

02/01/2004

Cabbar El Kubaysi, Saddam´ın tutuklanmasından sonra direnişin daha da yoğunlaşıp birleşeceğini söylüyor

Cabbar El Kubaysi, Irak direniş hareketini ortak bir siyasi Ulusal Direniş ve Kurtuluş Cephesi´nde birleştirmeye à§alışan Irak Yursever Birliği´nin (IPA: Iraqi Patriotic Alliance) lideri
Anti-Emperyalist Kamp: Saddam Hüseyin´in tutuklanmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Cabbar El Kubaysi: Saddam´ın, en temel insan hakları kabaca ihlal edilerek verilen uyuşturucuların etkisi altında olduğu belliydi. Benim bilgilerime göre Saddam zaten iki hafta önceden yakalanmıştı. İşgalciler zamanı onu hazırlamak ve bize pompalanan dehşetli medya manzarası (à§.n.: media spectacle) ià§in kullandılar. İran gizli servisinin desteği olmaksızın bu tutuklama mümkün olamazdı. Sık sık İran gizli servisinin elemanları kürt uniformlarıyla görülüyor.
AEK: Tikrit´in tamamen bir Arap şehiri olduğu gerà§eği göz önünde bulundurulduğunda Kürt Peşmergelerinin Saddam´ın tutuklanmasına katılması şaşırtıcı değil mi?
CK: Kürt önderliği, onları ucuz bir piyade olarak kulanan ABD işgalcileriyle işbirliğini tamamen geliştirmiş bir şekilde, birlik ià§erisinde. Herhangi birisi Bağdat´ın kuzeyine doğru birkaৠkilometre gittiğinde, Amerikan askerlerini emirler vererek yol bariyerlerinde Kürt askerlerini görevlendirildiğini ve aramalar yaptığını görebilir. Bu yeni birşey değil ancak tam da işgalle birlikte resmileşti.
AEK: Saddam´ın tutuklanması direniş ià§in bir engel teşkil edecek mi?
CK: Hayır, aksine birkaৠhafta ià§inde direniş hareketinin daha da güà§leneceğini göreceksiniz. Bazı Baasà§ılar ià§in bu geà§ià§i bir hayal kırıklığı teşkil ediyor olabilir. Saddam´ın bir yönetici görevi yerine getirmediği halde; o sadece tek kişilik hükümünü ve aşiretinin (à§n. family clan) hakimiyetini temsil ediyordu. Bu nedenden dolayı bu ana kadar pasif kalan birà§ok Parti üyesi şimdi direnişe katılacak. Baas Partisi´nin à§özülüşü en son aşamasına vardığında herkes, rejimin à§öküşünden sonra, zaten işlevini yitiren komuta zincirini beklemeksizin kendine göre karar alıyordu.
İslami akımlar göz önünde bulundurulduğunda, onlar ià§in diğer direniş güà§leriyle beraber à§alışmamak ià§in önemli bir bahane ortadan kalktı. Birà§oğu Saddam´ın hükümdarlığını hatırlıyordu ve kuşku duydukları eski düşmanlarının taraftarlarıyla işbirliğine girme konusunda gönülsüzlerdi. İslami liderler bu argümanı kullanmaya devam ediyor olabilirler ancak artık bu argüman temelini kaybetmiştir.
AEK: Saddam´ın, Abdullah Öcalan´ın yaptığı gibi kapitule etmesi mümkün mü?
CK: Kesinlikle hayır. Amerikanların piyasaya sürdükleri resimler onu ilaà§la kendi şuurundan yoksun bırakılmış bir makine olarak gösterdi. Ancak ne zaman kendisini kontrol edecek gibi olduysa işkencecileriyle işbirliğini redetti.
AEK: ABD´nin Saddam´a karşı yapılacak duruşma ià§in kuramayı ilan ettiği mahkeme hakkında ne düşünüyorsunuz?
CK: Bu tamamen propaganda. Irak´ta yasal bir hukuk sistemi yok. İşgal yasadışı, Paul Bremer tarafından yerleştirilen hakimler aynı şekilde. Halk onlara karşı saygı duymayacak. Milyonlarca dolar à§alan, ABD kuklası Ahmet Çelebi gibi suৠustü yakalanan birisi nasıl olacakta da bir yargı yürütüyormuş gibi yapacak? Gülünà§! Neyse, en az bir yıl alacak olan hazırlıklar ve yalanlar (à§n.sahte belgeler) hazırlamadan sahte bir duruşma yapmaya bile kalkışmayacaklar. Saddam´ın, onların propaganda yalanlarıyla à§elişecek bià§ok sırrı aà§ıklamasından korkuyorlar.
AEK: Bir direniş cephesi kurma à§abalarınız nasıl ilerledi?
CK: Aylarca geà§en yoğun tartışmalardan sonra direniş cephesini birkaৠhafta ià§erisinde ilan edebileceğiz. Programatik deklarasyonu bitirmek üzereyiz. Temel unsurlar şunlar olacak: 1) Irak´ın işgalden kurtulması ve BM emri altında olsa dahi bütün yabancı askerlerin geri à§ekilmesi. 2) İşgalciler tarafından kurulan her makam ; isim vermek gerekirse Bremer´in …‘Hükümet Konseyi´ gayrı meşrudur. Bu reddedilir ve ona karşı savaşılır. 3) İşgalcilerle işbirliği yasaklanacak. Polisler ve işgalcilerin hizmetindeki herkes bu işi bırakmaya à§ağırılacak. 4) Anglo-Amerikan saldırganlar tazminat ödemek zorundalar. 5) Direniş cephesi demokratik bir hükümet kurmaya à§alışır.
AEK: Peki anayasa kurucu anti-empeyalist ve demokratik bir toplantı olacak mı?
CK: Bu hala tartışılması gereken aà§ık bir konu.
AEK: Cephede hangi akımlar yer almakta?
CK: Bizim …‘Irak Yurtsever Birliği´ yanısıra örneğin Dr. Omar Nadmi ve Suphi Abdul Hamid tarafından yönetilen Naseriler (à§n. Nasserists), Abdel Latif el Mailmayah´ın …‘Irak Bizim Evimiz´ ya da Mühendis Khaled El Maini tarafından başkanlığı yapılan …‘Irak Bağımsız Toplantısı´ gibi farklı ulusal demokratik güà§ler var. Bir de Dr. Harith El Aldari tarafından yönetilen …‘İslam Komitesi´ var. 60´ yılların ortasında Irak Komünist Partisi´nden ayrılan bir grup olan İbrahim Allavi tarafından yönetilen İKP (Merkez Komuta) ile müzakereler olumlu bir sonuca yaklaşıyor.
AEK: Muktada El Sadr´ın grubu peki? O kapitule etti mi?
CK: Yok, kapitulasyon à§ok sert bir ifade. Muazzam İran baskısı onu tereddüte düşürüyor. Sadece Tahran´ın kullandığı siyasi baskıyı kastetmiyorum aynı zamanda asıl olarak ülkenin doğusunda ve güneyinde bulunan binlerce ve binlerce ajanın varlığını kastediyorum. Muktada´yla iki görüşmemiz oldu ve işgale karşı barışcıl bir şekilde direneceğini aà§ıkladı. Bu da askeri direnişe karşı à§ıktığı anlamına geliyor. Kimse, ABD´nin, silahsız öz savunma olmaksızın ikna edilebileceğine inananamaz. Yasadışı işgal altında yasal yönetmlerin ne anlamı olabilir ki? Bizim silahlı direnişimiz, hem uluslararası hukuka ve BM beyannamesine hem de islami kanunlara ve ulusal değerlerimize göre yasal. Kendizmizi silahlsızlandırmayı ve Muktada´nın aà§ıkladığı gibi kendimizi …‘dişsiz´ barışà§ıl eylemlerle sınırlanırdırmayı asla kabul etmeyeceğiz. Ancak onu ikna etmeyi denemeye devam edeceğiz.
AEK: Cephede dinci Şii gruplar da yer alıyor mu?
CK: Hayır, simdilik yok. Gerà§i merhum Şeyh El Madani´nin grubu katılmayı kabul ettğini aà§ıklamıştı. Ancak liderleri olan Şeyh´in iki ağabeyi, ABD işgalcileri tarafından tutuklandığında tereddüte düşmüşlerdi. Onlar à§ok etkin. Bunun dışında birà§ok tek tek dini otorite ve şeyhlerimiz var. Ancak onları siyasi dinci bir Şii grubu olarak göstermek yanlış olur. Onların yeri boş ve biz, à§abalarımıza, onları beklemeksizin devam edeceğiz.
AEK: Baas Partisi de cephede yer alıyor mu?
CK: Partinin resmi bir temsiliyeti yok, onlar kendilerini saklamakla meşgul. Ancak Parti´nin birà§ok üyesi cepheye katıldı veya destekliyor.
AEK: Peki Kürt güà§ler?
CK: Kürt bölgelerinde olup bitenler inanılmaz. Amerikanlar´la işbirliği sadece liderliği değil halkın büyük bir parà§asını da kapsıyor. Bu bizim denememize rağmen neden direniş cephesine katılacak bir Kürt gücü bulamadığımızı da aà§ıklıyor. Kapılarımız hala aà§ık.
AEK: Birà§ok savaş karşıtı aktivist gibi birà§ok Arap da Fransa ve Almanya´dan umutlu. Onların rollerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
CK: Kurtuluş mücadelemizi tamamen kendi halkımız, Arap dünyası ve başka yerlerdeki halk hareketleri üzerinden temellendirmeliyiz. Avrupa hükümetleri, ABD´nin tek taraflı (à§n. unilateral) saldırısını kabul etmemiş olabilirler ancak kesinlikle direniş mücadelemizi destekleme konusunda meraklı değiller. Chirac´a bakın. Resmen işgalcilerle işbirliği yapan Celal Talabani ve El Hekim hainlerini karşıladı. Biz bunu asla unutmayacağız. Schröder daha iyi değil. ABD başkanını başka bir başkanı yakaladığı ià§in kutladı. Niye bu suৠteşkil eden yasadışı davranışı protesto etmedi? Çünkü biz kendi kaderimizi tayin etme hakkından ve egemenliğimizden yoksun bırakılmış bir üà§üncü dünya ülkesiyiz.
AEK: Savaş karşıtı harekete hangi mesajı vermek istersiniz?
CK: Birkaৠgün önce Kahire´de işgale karşı bir savaş karşıtı konferans gerà§ekleşti. Ancak orada konuşan Irak´lı direnişi tam olarak tasvip etmiyordu. Tam da aynı adam Irak´a asker göndermekte olan Japon başbakanıyla buluştu. Buluşmada iki Japon diplomatını öldürenlerin suà§lular (à§n. criminals) olduğunu teyit etti. Bu kabul edilemez. Bütün işgal güà§leri ve yardımcıları direnişin meşru hedefleridir. Kendilerini korumak ià§in ülkemizi terketmeliler aksi taktirde silahlı saldırıların muhatapları olacaklar. Genel olarak kongre, geà§mişi geride bırakma ve yeni bir dönemi başlatma à§ağırısında bulundu. Ancak saldırıyı, istilayı ve işgali nasıl unutabiliriz ki? Bütün politikalarımız tam da bu gerà§ek başlıyor. Savaş karşıtı hareketi saf tutmaya à§ağırıyorum. Tarafsızlık mümkün değil. Yurdumuz kurtulana dek mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu hakkımız ve görevimiz. Gerà§ekten barıştan ve adaletten yana olanlar kendi kaderimizi tayin hakkımızı kabul edip direnişi desteklemeli. Diğerleri şu veya bu şekilde emperyalist düşmana yardım etmiş olacak.
AEK: Peki Arap halkı?
CK: Arap halkının büyük bir à§oğunluğunun, Filistin direnişini desteklediği gibi Irak direnişini de, aynı ulusun à§ocukları olduğumuzdan dolayı, desteklediğini biliyoruz. Direniş büyümeye ve halkımızı birleştirmeye devam edecek. İstilacılar gidene dek beraber mücadele edeceğiz.
AEK: Direnişin desteğiyle uluslararası bir dayanışma delegasyonunu karşılayabilecekmisiniz?
CK: Tabi. Bütün namuslu savaş karşıtı aktivistleri dayanışmalarını ifade etmek ià§in davet ediyoruz. İşgal altındaki Irak´a gelmeleriyle beraber tek işgalcileri ya da direnişi seà§ebilecekler. Başka bir taraf yok.

Bu röportaj Wilhelm Langthaler tarafından yapılmıştır.